
Kalite ya da kalitesizlik algısı zaman içerisinde marka isimlerine yapışır ve ağızdan ağıza pazarlama dediğimiz yöntemle toplum içerisinde tüketicilerin dilinde yayılır. Kaliteli olma özelliği asla tesadüfi değildir ve “bir alanda en iyi olunduğu” algısı bir anda kazanılmaz. Uzun yıllara dayalı kalite algısı, markaları tüketici gözünde çok güçlü noktalara taşır ve aynı duyguyu ifade eden tüketiciler zaman içerisinde belirli kalıp ifadeleri kullanmaya başlarlar.
General Motors grubunun bir parçası olan Amerikalı lüks otomobil markası Cadillac “kaliteli” algısına sahip meşhur markalardan sadece bir tanesi. Öyle ki; Oxford Advanced Learner’s Dictionary, Cadillac kelimesini bir deyim içerisinde kullanıyor ve bu deyimin açıklamasını yapıyor. “The Cadillac of Something” deyimi “bir şeyin Cadillac’ı olmak” anlamına geliyor. Sözlüğün açıklaması şu şekilde: “Bir tür şeyin en yüksek kalitesine örnek olduğu düşünülen şey”. İyi olmanın da ötesinde “en iyi olmak” her markaya nasip olacak bir mertebe değildir.
Bir kelimenin bir deyim içerisinde kullanılacak şekilde sözlüklere girmesi çok basit bir olay değildir. Bu deyimin halk arasında uzun dönemler kullanılması sonucunda sözlüğe geçtiği aşikar bir durum. Yani öncelikle ürünün alanında en iyisi olduğu önce tüketiciler tarafından kanıksanıyor ve ardından topluma mal olmuş bir deyim olarak sözlüklerde kendisine yer buluyor.
“Bir şeyin Cadillac’ı olmak” ifadesindeki Cadillac’a atfedilen, bir alanda en iyi olma özelliği tüm markalar için ulaşılacak bir hedef olarak belirlenmeli ve tabii ki, bu hedefe ulaşıldıktan sonra kalitenin korunması için gerekli adımların atılması da sağlanmalıdır.